Üşüyeceğim İşte
Sabaha kadar üşüyeceğim,
Beni sarın diye…
Bir yanımda annem,
Diğer yanımda babam,
Tek isteğim bu,
Anlasanıza!
Uçur Beni Rüzgar
Balonlarım uçuyor rüzgarda,
Saçlarım da onları takip ediyor!
Ey rüzgar!
Beni de uçursana onların yanına!
Hadi bakalım, durma!
Posta Güvercini
Posta güvercini geliyor,
Baksanıza mektup getiriyor!
Davulcu vurdu davuluna,
Dumbada, dumbada, dumbada, dum dum…
Sessizlik çöktü kasabaya,
Çocuklar bekledi heyecanla,
“Duyduk duymadık demeyin,
Bütün çocuklar çıksın dışarı!
Bundan böyle oyun zamanı!
Küskün Deve Kuşu
Deve kuşu söylendi insanlara!
‘Ben uçamıyorum,
Bana neden kuş dediniz anlamıyorum!
Şimdi sokuyorum başımı kuma,
Çıkmayacağım bir daha!
Taa ki bana başka bir isim bulunana kadar!’
Baykuş ve şeker kız
Baykuş ve şeker kız,
Durmuşlar bir ağacın yanında,
İştahla pembe masalı okuyorlar.
İkisi de öyle bir dalmışlar ki...
Unutmuşlar yan yana olduklarını.
Ay, ışığını yansıtırken onlara,
Çaktırmadan sokulmuş yanlarına.
Aslında ay da okuyormuş pembe masalı.
Güneş onları rahatsız etmemiş,
Taa ki,
Üçü pembe masalı bitirene kadar.
Göyüzü Kesiliyor
Anne çok korktum,
Bu ses de ne?
Gökyüzü mü ağlıyor ne?
…
Aaa… bak!
Jet gidiyor,
Gökyüzünü kesiyor!
Çocuğun düşü
Çocuğun düşleri kanat açtı,
Havalandı gökyüzüne,
Uçtu gitti uzaklara…
Kim bilir şimdi nerede?
Düşleri neredeydiyse,
Biraz sonra döndü evine.
Lünapark
Lünapark, parkların en eğlencelisi,
Hangi birini sayayım!
Çarpışan arabalar,
Dönme dolap,
Atlı karınca…
Ve daha nicesi!
Hüzün çöker her çıkışta!
Uykuya Hazırlık
Uyku hazırlığı sırasında
Her akşam aynı terane!
“Gece havayı siyak yapmış,
Ben sabakı seviyorum,
Uyuyalım da kurtulalım şu siyak havadan!
Di mi anne?”
Yazarcı
Anne…
Ben de yazarcı olabilir miyim?
Böyle canım çok sıkılıyor!
Yazarcı olacağım banane,
Ama boya kalemleriyle!
Yarasalar ve İnsanlar
Yarasalar yer altında,
Baş aşağı yaşarlarken,
İnsanlar yerin üstünde,
Başları yukarıda yaşıyorlar.
Yolculuk Başlasın
Seyahate gidemeyince,
Alırım bir kitap elime,
Yolculuk başlasın diyerek,
Çeviririm sayfaları seyahat edercesine.
Problem Patladı
“Problem patladı babaaa,
Koşsana,
Kulem devrildi,
Baksana!” diye ağladı çocuk.
Babası yanına geldi, anlattı:
“Canın sağ olsun, ağlama,
Yeniden yaparız, aldırma.”
Çocuk çok sevindi,
Güldü duru duru.
Sonra da gözyaşları kurudu.
Çocuk oyunu
Karlı bir günün ardından,
Güneş ışıl ışıl yakıyor etrafı,
Anne, çocuk ve baba el ele,
Çocuk oyununa geç kalmışlar,
Pıtı pıtı koşuyorlar,
Hepsi de çok heyecanlılar.
Beyaz kedi
Pencerenin önünde isimsiz bir beyaz kedi,
Mır mır diye konuşuyor,
Kimse onu duymuyor!
Ama o bize anlatıyor,
Ne kadar mutlu olduğunu!
Astronot
Astronot olacağım büyüyünce,
Uzaya gidip,
Balon gibi kıyafetin içinde,
Uçarak gezmek istiyorum ayın üstünde!
Sonra da bir yıldız alıp,
Dönmek istiyorum evime!
Babini (Babane)
Babini öldü bu gece,
Aradım onu bundan böyle her gece.
Ama dönmedi hiçbir gece!
Sonunda yaşlı dinozorumu rüyalarımda buldum.
Bayram
Çocuk uyandı zınk diye,
Seslendi babasına, annesine:
“Yaşasın, bugün bayram,” dedi!
Günlerdir onu bekleyen bayramlıklarını giydi.
Saçını taradı,
Şimdi el öpmeye hazırdı.
...
Televizyonu açtı!
Barış Manço’yu görünce gözleri parladı,
Onunla şarkı söylemeye başladı:
“Bugün bayram,
Erken kalkın çocuklar…”
Kardan Adam Eriyor
Hava soğuk,
Kardan adam mutlu!
Kardan adam çocuklarla oynuyor,
Çocuklar da kardan adamla oynuyor!
…
Eyvah! O da nesi!
Güneş çıktı!
Hava ısınıyor!
Kardan adam eriyor!
Kardan adam sıcağı hiç sevmiyor!
Gideceği için çok üzülüyor!
Çocuklar da el sallıyor!
Kurbağa
Anne kurbağa doğurdu,
1000 tane yavrusu oldu.
1000 tane yavru büyüdü,
Yetişkin kurbağalar oldu.
Sonra her birinin biner tane daha yavrusu oldu!
İşte kurbağa familyası böyle oldu.
Kitaptaki Sıska Ejderha
Önüme çıktı bir garip yaratık,
Dinazor mu, ejderha mı desem!
Sordum ona ‘Sen kimsin?’ diye!
“Ne çabuk unuttun beni!
Ben kitabındaki sıska ejderha!
Dargınım sana,
Hiç uğramıyorsun bana!
Beklerim yarın akşama!”
Yüksek Ateş
-10 derecede,
40 derece ateşle,
Yatıyor çocuk baygın gözlerle!
Anne baba ne yaptıysa o gece,
Düşüremediler ateşi!
Sabah oldu,
Güneş ısıttı evlerini,
Ateş yavaş yavaş terk etti çocuğu,
Şükürler olsun çocuk soğudu!
Anne Yapıştır Beni Kitaba
Annesi okuyor macera dolu kitabı çocuğuna,
O da dinliyor heyecanla!
O kadar çok beğendi ki hikayeyi,
Sonunda dayanamadı şöyle dedi:
“Bir fikrim geldi anne!
Yapıştırsana beni kitaba,
Hem de sayfa 6’ya!”
Kabus
Korsanlar dayanmış kapısına,
El koymaya çocuğun oyuncaklarına,
Çocuk çığlık çığlığa,
Gecenin karanlığında!
Deli Rüzgar
Anne-çocuk deli rüzgarda,
Yalnız başlarına yürüyorlar,
“Anne uçuyorum, beni bırakma!”
Diye bağırdı çocuk telaşla.
“Seni asla bırakmıyacağım, meraklanma!”
Su Birikintisi
Sokağın su birikintisi,
Çocuğun en uğrak yeri!
Zevkle zıplar suda.
Durur,
Annesinin çığlığını duyunca!
Şempanze
Hayvanat bahçesindeki şempanze,
Ayrımadı gözünü gözümden!
Gözleriyle söyledi:
Çok özlemiş evini, ailesini...
…
O günden beri bakıyor şempanze,
Gelip geçenlere,
Belki bir gün biri onu kurtarır diye!
Benim Kaplanım
En güçlü kaplan,
Bu kaplan.
İyi bakın ona,
Yer sizi bir hışımda!
İki Dost
Eşek ve çocuk,
İki dost,
Mudanya’nın zeytin bahçelerinde,
Zeytin toplarlar neşeyle!
Heybeler dolunca tepeleme,
Eve dönerler güneşin gidişiyle.
Mektup
Ali,
Bu hafta Pazartesi,
Saat 1:00’de,
Kar yağacakmış bizim şehre!
Buluşur musun benimle?
Saat 2:00’de,
Parkın önünde?
Kardan adam yaparız seninle!
Sen zeytin getir, ben havuç!
Aklı Fikri Dışarda
Elinde kalem,
Önünde kağıt,
Aklı beş karış havada,
Gözleri hep dışarıda!
Bilemedi ne yazacağını,
Sonunda kağıda şunları yazdı:
“Çıkıyorum dışarı,
Oyun oynayacağım,
Dönünce kesinkes yazacağım.”
Konuşan Cezve
Ocakta cezve,
Su var içinde,
Fukur fukur ediyor,
Cezve haraket ediyor!
Acaba derdi ne?
Üzerine soğuk su mu istiyor ne!
Makarna
Makarna da makarna,
Sabah, öğle, akşam makarna!
Bıkmaz yemekten,
Ve üzerine kaşar ve ketçap dökmekten!
Başka birşey istemez o!
Sabah, öğle, akşam makarna!
Hipopotam
Su istiyorum işte!
Yemekten önce,
Yemek sırasında,
Ve yemekten sonra!
Cevap geldi mutfaktan:
Hortum dayıyacağız ağzına,
Yeter artık hipopatam!
Sessizlik
Kalabalığın içinde,
Sessiz bakar çocuk,
Uzaktaki oyuncakçıya!
Sızlar içi,
Sahip olmadıklarına!
Yolunu Kaybetmiş Yeşil Kuş
Yeşil kuş söyle,
Senin ne işin var bu şehirde?
Yolunu mu kaybettin yine?
Git bence,
Havanın mis gibi koktuğu yere!
Sis
Çocuğun elinde oyuncak kılıç,
Düello yapıyor sisle,
İnanmış sisi yok edeceğine!
Kestane
Yolda takip eder burnum,
Havadaki kestane kokusunu!
Sonunda bulurum kırmızı tezgahı!
Soğuk bir kış günü,
Alırım bir kese kestane,
Isırarak yerken ısınırım,
Kesesi 4 TL’ye.
Merdiven
Dikkatle çıkıyor çocuk merdivenleri,
İpin üstünde yürür gibi,
Çırpınıyor düşmemek için!
Hop!
Düştü!
Şimdi de kalkıyor!
Hayat böyle devam ediyor.